Melaka’daki 2.günümde sabah saatlerinde dogrudan Holiday Inn’e gecerek, konferans alanında ortam yapmaya çalıştım. Konferansa katılım genellikle, şaşırılmayacak şekilde, uzak doğu asya ülkelerindendi. Olabildigince fazla insanla tanışmaya calistim ve sunumu beklemeye koyuldum. Venedikteki konferansın aksine, burada sunumum bulunduğum session’ın en sonuncusuydu.
Sükür ki güzel bir sekilde calismami sundum ve hızlı bir sekilde konferans alanından cikarak Melaka’yı gezmeye koyuldum. Melaka, güneydoğu asyanın venedik’i diyebileceginiz fantastik ve otantik bir sehir. Sehrin iç kısmı, nehir kenarıbölgeler UNESCO dünya kültürel mirası listesinde olduğu için güzel bir şekilde korunmuş. O nedenle malezya’nın en tutarlı şehirlerinden birisi diyebilirim (Langkawi ile birlikte).
Konferansı takiben, euro rich hotel’e yürüme 5 dakika mesafede bulunan, 110 metre yükseklikteki gözlem kulesi Menara Taming Sari ‘ne cıktım. Gün batımı gibi sehrin görüntüsü daha bir güzel oluyor.
Tarihsel kalıntı açısından, melaka bir hayli zengin. Kalıntılar belki birkac bin yıllık degil ama yine de gectigimiz 500 yılda yaşamın bu topraklarda nasıl evrildigini açık bir şekilde anlatıyor.
Bir cevap yazın