this is insane. Bu sehirde ne kadar cok uzun süre kalırsanız o kadar cok seviyorsunuz. İlginc seyler bitmiyor. Ama sanırım bir aksilik olmazsa 4.günümde tam tadında venedik’ten ayrılacagim yarin (insallah).
Bugunu sabahtan ogle sonuna dek ECCM deki konusmalara ayırmıstim. Sabahleyin katıldigim birkac konusmadan sonra, sakaryadaki hocalarim ve arkadaslarimla karşılaştim. ECCM ‘i türkiye adına adeta domine etmis Sakarya’mız.
Bugun aklıma gelenleri biraz not aldim ve onları paylasacagim. Venedik tarihi dokusunu inanılmaz korumus tamam ama bu koruma olayini biraz abartıyor. Bu sehirdeki ana ulasim kaynagı olan waterbuslar biraz tozlu. Her gün silinirse memnun olurum 😀
Bugun degerli hocalarimla bulustuktan sonra venedik’teki tek kum sahil olan Lido sahilini dolastim. Lidonun bir ucundan baslayıp adayı tamamen turladim. Bu toprakların her bir karısı tarih ve doğa kokuyor. Lido da ismini suan hatırlamadigim nutella’lı paniniden yedim. Afiyet olmustur umarim.
Ardından Lido’dan cam fabrikasıyla ve cam ürünleriyle meshur Murano’ya gitmek icin su otobüsüne bindim. Lido dan 5.1 nolu ferry ye binip Fundamente Nova’da inip, oradan da 4.1 e binmek gerekiyor buraya gidebilmek icin. Murano’ venedik’in merkezi noktasından cok daha guzel . Ara sokakları, malikaneleri ve genis kanallarıyla belki de venedik’in en güzel yeri. Cam’ı biraz pahali tabi. Almaya gerek yok. Cam bir bardak’ın fiyatı 45 €. Kücük bir boncuk tanesi gibi olan seyler 5-6 € dan baslıyor. Bu cam mı elmas mı kardeş diyemedim tabi.
Venedikte özellikle murano’da dikkat ettigim birsey varki , hem aileler hemde kücücük cocuklar turistlere o kadar alışkınlar ki, evlerine girip etrafı inceleseniz sizi görmezden gelebilirler. Bu cok ilginc.
Kısın ve son baharda yagmurla birlikte venedikte sular yükselebiliyor. Bunların high tide dedikleri bir olay var, su seviyesi yükselince ilk katlar su altında kalıyor ve kaldırımlarda yürünemiyor. Bu durumda hersey kayık oluyor. Venedik yönetimi, önemli noktaları birbirine bağlayan high tide esnasında 120 cm’ye kadar su seviyesinde insanların yürümesini sağlayacak bir kaldırım projesi üzerinde calisiyorlar. Sanırım 2014de tamamlayacaklar. Bu arada, venedik’in altyapısı milyonlarca akasya agacından olusuyormus. Suya daha dayanıklıymıs.
Murano’da bugun teorik olarak hayatının sonuna yaklasmıs bir kanadaliyla tanıstim. Kendisinin ve insanların fotograflarını sevmeyen, ama ‘seylerin’ fotograflarını cekmeye bayılan biri. Diyor ki; “ya seylerin fotografını cekersin yada insanların, fotografları inceledigimde insanlara cekilin su fotografın onunden diyorum bazen”.
Hadi bakalim venedik. Bu gece hostelde son gecem. Yarın insallah sunumdan sonra, florense yolcusu olalim.
Suan hostel olarak ispanyanın finale kalmasını kutluyoruz. Ben tabi kolej bebelerine pek dahil olmasam da resimlerini cektim. Saka maka az kaldı portekiz engeline takılıyorduk. 🙂 Yarın benim sunumum var ve simdi ona biraz bakiyim. Diyorum ki;
‘Rabbim, göğsüme genişlik ver, kolaylaştır işimi, düğümü çöz dilimden ki anlasınlar beni…’
Bir cevap yazın